Netizenler, Yoon Suk Yeol’ün “eksik avukat ataması” gerekçesiyle savcılık soruşturmasına katılmayı reddetmesine sert tepkiler veriyor.
Başkan Yoon Suk Yeol, bir isyanı yönettiği iddialarıyla ilgili savcılık tarafından ifadeye çağrıldı. Ancak, hukuk ekibinin tam olarak oluşturulmadığını öne sürerek ifade vermeye gitmeyi reddettiği bildirildi.
Daha önce, avukatlarından biri olarak eski Kore İletişim Komisyonu Başkanı Kim Hong Il’i atamaya karar vermişti. Ancak, savunma ekibinin genel yapısı hala netleşmedi.
Askeri Hukuk Konsepti Savcıları Özel Soruşturma Karargahı (Seul Yüksek Savcılık Ofisi Şefi Park Se Hyun liderliğinde), Başkan Yoon’un 15 Aralık sabahı Seul Merkez Bölge Savcılığı’na gelerek suçlamalarla ilgili ifade vermesini talep etti. Ancak Yoon’un temsilcileri savcılığa, hukuk ekibinin eksik olduğu gerekçesiyle bu talebe uymayacaklarını bildirdi.
Şu anda Yoon, iki önemli dava için avukatlar atamaya çalışıyor: İsyan suçlamalarına ilişkin ceza davası ve Anayasa Mahkemesi’ndeki azil davası. Ceza davası için, Kim Hong Il gibi eski savcıların da bulunduğu 5-6 kişilik bir ekip kurmayı planlıyor. Azil davası için ise Anayasa Mahkemesi yargıçları ya da araştırma görevlileri olarak deneyime sahip avukatlar aradığı bildiriliyor.
Savcılık, 16 Aralık için ikinci bir çağrı yaptı. Yoon’un bir kez daha ifade vermeyi reddetmesi durumunda, savcılık varlığını sağlamak için ek önlemleri değerlendirecek.
Netizenler, Yoon’un daha önce “kendisini savunabileceği” yönündeki açıklamalarını hatırlatarak sert eleştirilerde bulundu. Birçok kişi, Yoon’un geçmişte savcı olarak çalıştığını vurgulayarak “Kendin hallet” diyerek onu alaya aldı. Diğerleri ise bu davranışın azil sürecini geciktirmek için kasıtlı bir taktik olabileceğinden şüpheleniyor.
Tepkilerden bazıları:
“Kendin yap~~~~”
“Kendi işini kendi halledeceğini söylememiş miydi?”
“Savcı olarak nasıl çalışmış acaba???”
“Bizi yine sinir ediyor.”
“Seni kim savunmak ister ki?”
“Hukuk okudun, değil mi? Kendin hallet.”
“Savunmayı yapmak zorunda kalacak kamu avukatına gerçekten üzülüyorum.”
“İnsanları oyalamayı bırak artık.”
“Zaten bu geciktirme taktiği değil mi? Böyle davranabilir mi?”
“Her hileyi kullanacak gibi görünüyor. Zorla götürün—zaten arama emirleriyle hep bunu yapıyordu, değil mi?”
“Bir yerden duydum da bu kişilikle süreci sonsuza kadar uzatabilir. Örneğin, binlerce askeri tek tek tanık olarak çağırabilir… Yasalara göre kararın 180 gün içinde verilmesi gerekiyor ancak gecikme durumunda ne olacağına dair bir madde yok. Bu nedenle, bir yılı, iki yılı, hatta on yılı bile uzatabilir. Ve azil en ciddi mesele olduğu için, Anayasa Mahkemesi neredeyse tüm talepleri kabul etmek zorunda kalıyor, bu da oyalamayı daha da kolaylaştırıyor.”