27 Haziran’da oyuncu Jin Tae Hyun, tiroid kanseri ameliyatı sonrası hastaneden taburcu edildiğini sosyal medya üzerinden duyurdu.
“Nihayet taburcu oluyorum.” diyerek başladı.
“Hastaneye yatış, ameliyat ve iyileşme süreci mükemmel geçti. Bu süreçte bana ellerim ve ayaklarım olan eşime çok minnettarım. Desteklerini ve dualarını esirgemeyen dostlarıma ve hayranlarıma da teşekkür ederim. Önümde bir reklam çekimi ve yayın kaydı olduğu için, bundan sonra dinlenerek ve yürüyüş yaparak yavaş ama sağlıklı şekilde toparlanmaya çalışacağım.”
Açıklamasına şöyle devam etti:
“Yarın sabah yürüyüşlere başlıyorum. Merak etmeyin, kendimi zorlamayacağım. Eskiden antrenman yaptığım Hanam Stadı ve Olimpiyat Parkı’nda yavaş yavaş yürüyeceğim. Neden mi? Çünkü kanser teşhisi konduğunda, bu yıl içinde bir maraton koşacağıma dair kendime söz verdim. Bu sözü tutmak istiyorum ve yürümek bunun ilk adımı. Denemekle hiç denememek arasında dünya kadar fark var. Doğru zihniyete sahip olmak çok önemli. Emek vermeden hiçbir şey kazanılmaz. Elimden gelenin en iyisini yapacağım.”
Jin Tae Hyun’un Paylaştığı Tam Mektup:
“Merhaba, ben Jin Tae Hyun. Umarım herkes iyidir. Nihayet taburcu oluyorum. Hastaneye yatış, ameliyat ve iyileşme süreci kusursuz geçti. Bu süreçte bana ellerim ve ayaklarım olan eşime çok minnettarım. Desteklerini ve dualarını sürdüren dostlarıma ve hayranlarıma da çok teşekkür ederim.”
“Üç hafta içinde reklam çekimim ve bir yayın kaydım var, bu yüzden dinlenerek ve yürüyüş yaparak yavaş yavaş toparlanmayı planlıyorum. En başından beri tüm bu programları göz önünde bulundurarak süreci planladım, bu yüzden hastane yatışı ve ameliyatı da buna göre ayarladım. Şu ana kadar her şey tam planladığım gibi gitti.”
“Televizyondan ayrıldığım ya da kemoterapiye başladığıma dair çıkan yanlış söylentilere inanmayın. Ses değişikliği, kas ağrısı ya da baş ağrısı gibi olası yan etkilerden endişe etsem de, çok şükür hiçbirini yaşamadım. Bunun sebebi, eski bir maratoncu olarak vücudumun ve ruhumun güçlü olması. Sesim yerinde, ağrı da yok. Yine de büyük bir ameliyat geçirdim, bu yüzden ilaçlarımı dikkatle alıyor, en küçük detayına kadar her şeyi kontrol ediyorum ki hızlı ve sağlıklı bir şekilde normal hayatıma dönebileyim.”
“Kanser servisinde otururken çok düşündüm. Gereksiz şeyleri bırakıp, içimi sadece temiz ve net olanla doldurmam gerektiğini fark ettim. Gerekli olmayan birçok şeyi yaparak yaşamışım. Artık hayatımı sade ve düzenli bir şekilde sürdürmek istiyorum. Bazen bizim olmayan şeyleri sahipleniyoruz. Biraz bırakmak, netlik kazandırır. Aşırı hırs, bizi yorar ve duygusal acıya neden olur. Bir karar zorsa ya da yanlış geliyorsa, oturup düşünmek gerekir — ya çaba gösterip sorumlulukla devam etmek ya da hatayı kabul edip en baştan başlamak. Her halükarda, bu bir öğrenme süreci.”
“Ama artık zamanı boşa harcamamaya karar verdim. Zaman bize bedavaya verilmez — bu, sorumlulukla gelen sınırlı bir armağandır. Bugün hastane odamda otururken düşündüm: ‘Şartlara uygun ama içten ve özenli yaşamalıyım.’ Gerçekten sorumluluk sahibi bir yaşamın yolu budur.”
“Bazen Tanrı bize acı ve zorlukları hediye olarak verir. Kızım Tae Eun cennete gittiğinde, Tanrı’ya şükretmeye ve gelecekteki zorluklarda da sabırlı kalacağıma dair söz verdim. Söz vermek, sorumluluk sahibi bir eylemdir. Bu kez de, eşimin sevgisi ve desteğiyle bu ameliyatı başarıyla geçirerek Tanrı’ya verdiğim sözü tuttum.”
“Yarın sabah yürüyüşlere başlıyorum. Merak etmeyin, kendimi zorlamayacağım. Ama eskiden antrenman yaptığım Hanam Stadı ve Olimpiyat Parkı’nda yavaş yavaş yürüyeceğim. Neden mi? Çünkü kanser teşhisi konulduğunda, yılın ikinci yarısında bir maraton koşma sözü verdim. Bu sözü yerine getirmek istiyorum ve yürümek bunun ilk adımı. Denemekle hiç denememek arasında büyük bir fark var. Doğru zihniyet çok önemli. Ter dökmeden hiçbir şey kazanılmaz.”
“Yeniden elimden gelenin en iyisini yapacağım. Haydi!”