Şef Edward Lee, Kore’de geçirdiği 15 günlük yolculuğun sona ermesiyle duygusal bir veda yaptı.
18 Nisan’da yayınlanan tvN programı ‘Edward Lee’s Country Cook’un son bölümünde Edward Lee, Byun Yo Han, Go Ah Sung ve Shin Si Ah, özel konuk Bae Jung Nam ile birlikte Yeosu’daki son duraklarını tamamladı.
Yeosu’daki son akşamlarında Edward Lee, akşam yemeği için gimbap ve tteokbokki yapmayı önerdi. “Kore’ye her gelişimde ilk yaptığım şey tteokbokki yemek oluyor. Bu tadı gerçekten çok seviyorum. Benim için anılarla dolu,” diyerek seçimini açıkladı. “Herkesin birlikte keyifle yiyebileceği bir şey pişirmek istedim. Bu iki yemek, güzel bir gece için ideal,” sözleriyle son yemeğin anlamını paylaştı.
Ekip, marketten gimbap ve tteokbokki için gerekli malzemeleri ve sevdikleri atıştırmalıkları aldıktan sonra tam anlamıyla bir Kore tarzı sokak lezzetleri ziyafeti hazırladı. Shin Si Ah’ın pelin otlu tteok ile süslediği sikhye tteokbokkisi Edward Lee’nin damağını fethetti. Herkesin sevdiği malzemelerle birlikte hazırladıkları ev yapımı samgyeopsal gimbap ve yılan balıklı gimbap da büyük beğeni topladı.
Yemek sırasında Go Ah Sung, “ABD’ye döndüğünde yoğun bir programın mı var?” diye sorduğunda Edward Lee herkesi şaşırtarak,
“Belki Kore’de kalırım” dedi. Ardından, “Belki de hiç geri dönmem. Bu benim hayalim ve fantezim” diyerek Kore’ye olan bağlılığını gözler önüne serdi.
Yolculuğun restoranı için yeni tarifler ilham edip etmediği sorulduğunda Edward Lee şu yanıtı verdi:
“Şu an bunu düşünmüyorum. Bu yolculukta öğrendiğim her şey zihnimde mayalanıyor. Belki ileride bazı fikirler oluşur ama şu an özel bir planım yok. Sadece zihnimde bekletiyorum.”
Edward Lee, yolculuk boyunca en sevdiği yemeğin hangisi olduğunu sorunca kendi cevabı “bu akşamki yemek” oldu.
“Başta birbirimize çok yakın değildik. Ama şimdi gerçekten yakınlaştık ve harika arkadaşlar edindim. Bu yüzden bu yemek benim için en özeli” diyerek duygularını ifade etti. Bu sözler karşısında Shin Si Ah gözyaşlarını tutmakta zorlandı.
Ertesi gün, Bae Jung Nam vedasını yaptıktan sonra Edward Lee, her bir üyeye kişiye özel, el yazısıyla yazılmış tarifler verdi. “Herkesin yemek yapma becerisi bu yolculuk boyunca gerçekten gelişti. Her bir arkadaşımın bir yemeğin sorumluluğunu almasını istedim. Onların artık birer amatör değil, gerçek birer şef gibi pişirmesini istiyorum.” diyerek bu jestin arkasındaki düşünceyi paylaştı. Grup üyeleri tarifleri dikkatlice inceledi ve ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
Edward Lee’nin “en iyi şef” seçimi ise Go Ah Sung oldu. Ona, özel dikkat gerektiren mantı yapma görevini verdi ve diğerlerine duyurmadan fısıldayarak, “Sen en iyisisin” dedi. Go Ah Sung bu sözler karşısında gülümsedi. Edward Lee, “Ah Sung gerçekten harika bir şef” diyerek övgülerini sürdürdü.
Byun Yo Han ise “Nedense yemek yapmak istemedim. Sanki bu yolculuk bitiyor gibi hissettirdi bana. Bu yüzden elimden geldiğince ertelemek istedim” dedi. Yine de son yemek muazzam bir şekilde hazırlandı.
Yedi katlı pirinç keki, pelin otlu deniz kulağı mantısı ve ton balıklı-yılan balıklı karabuğday eriştesi gibi yemeklerden oluşan unutulmaz bir ziyafetle veda ettiler. Yemek o kadar lezzetliydi ki neşe dolu kahkahalar yükseldi.
Kimliğini sorgularken Edward Lee şöyle dedi:
“Gençken kendimi %90 Amerikalı, %10 Koreli gibi hissediyordum. Ama bu yolculuğun sonunda artık kendimi %70 Koreli, %30 Amerikalı gibi hissediyorum. Amerikalı arkadaşlarım bu programı izledikten sonra bana ‘Gerçekten Koreli gibi yemek yiyorsun’ diye takılıyor. Bunu duymak beni mutlu ediyor. Kore’ye daha da yakın hissettiriyor. Zaten burada olmamın sebebi de bu.”
Sözlerine şöyle devam etti:
“‘Culinary Class Wars’ programını yaparken Koreli şeflerle tanışmıştım ve Kore mutfağının yeni bir yönünü keşfetmiştim. Ama bu yolculuk bakış açımı bir kez daha değiştirdi. Bu, gerçek Kore yemeği.”
Bu sözlerle 15 günlük yolculuğunu özetledi.
