Çinli oyuncu Zhao Lu Si, tekerlekli sandalyede olduğu iddia edilen bir fotoğrafın viral hale gelmesinin ardından manşetlerde yer aldı. Zhao Lu Si’nin ajansı, Weibo üzerinden resmi bir açıklama yaparak oyuncunun çekimler sırasında aniden rahatsızlandığını ve hemen hastaneye giderek muayene ve tedavi olduğunu belirtti.
Daha sonra yakın bir arkadaşı tarafından, oyuncunun beyin hasarına bağlı bir dil bozukluğu olan afazi nedeniyle hastaneye kaldırıldığı ortaya çıktı.
Çinli oyuncu Zhao Lu Si’nin bir arkadaşının, iddiaya göre onun izniyle yaptığı açıklamalarda, şirket patronu tarafından fiziksel saldırıya uğradığını ifşa etmesiyle gündem sarsıldı. İşte paylaşımın tam metni:
“Çok öfkeliyim!!
Onun yakın bir arkadaşı olarak bazı şeyleri açıklamak istiyorum. 2019’da yaşanan bir olayı uzun süredir içimde tutuyordum… Ancak Hangzhou’ya gelip onu tekerlekli sandalyede, son derece zayıf ve bitkin bir halde görünce, olayın ağırlığını tam anlamıyla fark ettim. Bu seferki olayda yer almadım ve onun adına konuşamam ancak ona duyguların bastırılmaması gerektiğini, ifade edilip dışa vurulmasının önemli olduğunu söyledim. Konuştukça, 2019’daki olayı yeniden gündeme getirdik ve bu konuyu asla gerçekten ‘atlattığını’ düşünmediğimizi fark ettik. Madem öyle, eleştirilmek ya da yanlış anlaşılmak anlamına gelse bile, bunu dile getirmek daha iyi.
Nisan 2019’da, Lu Si’nin programında bir boşluk vardı ve o sırada Beijing’de roller için seçmelere katılıyordu. O dönem kendine ait bir evi olmadığı için benim evimde kalıyordu. Gündüzleri ikimiz de kendi işlerimizle meşguldük, nadiren birlikte yemek yiyip sohbet ediyorduk. Bir gece eve gelip ışıkları açtığımda, onu oturma odasında karanlıkta büzülmüş bir halde buldum. Ona ne olduğunu sordum, ‘Neden bana vurduklarını bilmiyorum. Çok korkuyorum.’ dedi. Şok oldum. ‘Neden? Bir sebebi olmalı, değil mi?’ dedim. Bana birinin onu banyoya sürükleyip ‘işe yaramaz’ diye azarladığını ve iki saat boyunca neden başrol alamadığını, neden diğerleri kadar iyi olmadığını sorguladığını anlattı. Ona ‘şişman’ demişler ve sürekli aşağılamışlar. Bu konuşma sabah 2’ye kadar sürmüş. Lu Si sessiz kaldığı için, o kişi kapıyı çarpıp çıkmış.
Kendini çok haksızlığa uğramış hisseden Lu Si, çantasını alıp dışarı çıkmış. Dışarıda hafif bir yağmur yağıyormuş. O kişi de peşinden gitmiş, sanki ona vuracakmış ya da saçını çekecekmiş gibi bir hareket yapmış ancak bu esnada ona vurmuş. Bu olay, onu yıllar boyunca rahatsız etmiş.
Onun tokat atmak mı yoksa saçını çekmek mi istediğini bilmiyoruz ama sonuçta Lu Si’ye vurulmuş. Çok korkmuş. Yıllar içinde bu olayı defalarca konuştuk ve bu olayın hâlâ onun üzerinde ne kadar ağır bir yük olduğunu o zaman fark etmediğim için hep suçluluk hissettim. Hem o hem de ben, bu olayı açıkça tartışmanın onu aştığı anlamına geldiğini düşündük. Lu Si daha iyi görünüyordu, bu yüzden artık bunun üzerinde durmadığını varsaydık. Ancak hâlâ kâbuslarla uyanmaya devam ettiğini öğrendiğimde, bu olayın onun için hiçbir zaman tam anlamıyla geçmediğini fark ettim.
Ona bu olayın ne zaman olduğunu sorduğumda, bana önceki gece olduğunu söyledi. Sabah 5’te eve ancak uyumak için dönebilmiş, sabah 4 civarında o site girişinde bir tartışma olmuş. Çünkü sabah erken çıkmıştım ancak akşam eve döndüğümde olanları öğrendim. O zamanlar çok gençtik ve polis çağırsak bile kanıt gerektiğini biliyorduk. Ayrıca kanıt olmadan adaletin sağlanamayacağından endişeliydik. Bu yüzden Lu Si ile birlikte güvenlik kamerası görüntülerini aramaya gittik. Ailesine söyleyip söylemediğini sordum. Bana hayır dedi, çünkü işleri daha da kötüleştirmek istememiş. Kontrat süresi henüz dolmadığı için ailesini olaya dâhil etmenin onları tazminat ödemek zorunda bırakacağını ve bunun kendisini suçlu hissettireceğini düşünmüş.
Sonraki birkaç gün boyunca neredeyse hiç uyuyamadı. Bu koşullarda nasıl uyuyabilirdi? Ne yapmıştı ki böyle bir hakareti ve adaletsizliği hak etmiş olsun? Ertesi gün, Lu Si şirkete çağrıldı. Sadece basit bir “Üzgünüm, sarhoştum.” ifadesiyle olay örtbas edildi ve sona erdi. Daha sonra öğrendik ki, o kişi sabah yaptığı ilk iş olarak Lu Si’nin annesini aramış ve onun ne kadar itaatsiz olduğunu söylemiş.
O kişinin sabah ilk işi olarak Lu Si’nin annesini arayıp onun ne kadar itaatsiz olduğunu söylemesi, aslında her şeyi temize çıkarmanın yolunu hazırlıyormuş. İma edilen şey, ne olursa olsun, bunun onun iyiliği için olduğu anlaşılmalıymış.
Başından sonuna kadar o kişi Lu Si’den asla özür dilemedi, asla pişmanlık göstermedi. Ne olursa olsun, 21 yaşındaki bir kıza böyle davranılır mı? O sırada beş kişi o kişinin çılgınlığını durdurmaya çalışıyordu. Lu Si’nin menajeri onu kollarına aldı ve diğer iki sanatçı da o dönemde neler olduğunu biliyordu ve onun perişan hâline şahit olmuştu. Olayı bu kadar çok kişi gördü ve siz patron olduğunuz, Lu Si de herhangi bir arkası olmayan genç bir kız olduğu için ona böyle davranabileceğinizi mi düşündünüz?!
O geceden sonra onun sürekli gülümseyen yüzünün çaresizlik, korku ve durdurulamaz gözyaşlarıyla dolduğunu asla unutmayacağım…
Şunu söylemek istiyorum ki, Lu Si her zaman duygularını ve sorunlarını kendi başına halleden biriydi [her şeyi içine atarak]. Bu olayı bana bile anlatmamıştı! Her zamanki gibi sohbet ediyorduk ve sadece “Son zamanlarda meşgul müsün?” diye sormuştu. Hastalandığını nasıl tahmin edebilirdim ki? Bana birkaç gün sonra bir arkadaşımız söyledi! 18 Aralık’taki sohbet geçmişimize baktığımda nihayet anladım!
Her zaman arkadaşlarına, ailesine ve hatta tanımadığı oyuncu arkadaşlarına karşı cömerttir. Sorumluluk sahibidir ve her zaman önce başkalarını düşünür. Aynı zamanda inanılmaz derecede güçlüdür ve yaşanan birçok şey onun büyük bir baskıyı kaldırabileceğini kanıtlamıştır. Hepimiz böyle düşündük, o dâhil. Ama gerçekte, onun baskıya dayanma gücü fiziksel durumu üzerinden ortaya çıktı. Kendi başına baş edemediği duyguları içine atmayı ve bize yük olmamak için anlatmamayı seçiyor…
O zamanlar ona zorbalık yapan kişi nasıl bu kadar acımasız ve bu kadar alçak olabilir? Neden kimse o kişiyle hâlâ hesaplaşmadı? Şimdi de internette saçma sapan şeyler yazanlar var. Onlar da hastalanabileceklerini hiç düşündüler mi? Hepsi de zalim! Onlar da zorba! İnternet zorbalığının neden olduğu trajediler yetmedi mi?
Derin bir endişe içindeyim. Mevcut durumda, internette dolaşan saldırılara, kötü niyetli yazılara ve dedikodulara dayanabilir mi? Bu insanlardan rica ediyorum, lütfen hasta bir insanı alay, alçaltma ve dedikodu konusu yapmaktan vazgeçin. Taciz hâlâ devam ediyor. Normal bir insan bile olsa, böyle bir muameleyi hak etmiyor! Tanrı görüyor. Unutmayın, karma herkes için er ya da geç gelir.
Son olarak, yukarıda belirtilen her şey onun onayıyla paylaşıldı.
– Hangzhou “
Bu tür bir saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Zhao Lu Si’nin yaşadığı travmanın üzerindeki etkilerinin devam ettiği bu paylaşım, hayranlarını ve kamuoyunu derinden etkiledi. Arkadaşı, onun üzerindeki çevrimiçi saldırıların ve kötü niyetli yorumların durdurulmasını talep etti. Bu tür olayların, faillerin cezalandırılmasını gerektirdiğini vurguladı.
Yukarıdaki gönderi Çin’in çevrimiçi platformlarında hızla yayılıyor. Zhao Lu Si’nin ajansı bu konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı.
