K-Pop’un dünyaya bu denli yayılacağını kimse tahmin edemezdi. Ama 2025 yılı itibarıyla K-Pop artık tartışmasız bir küresel fenomen haline geldi. Gruplar sadece Amerika Birleşik Devletleri ve Asya’da değil, aynı zamanda Güney Amerika, Avrupa ve ötesine uzanan uluslararası turnelere çıkıyor. Ancak bu konser ve turnelerdeki artışla birlikte, hayranlar “küresel” kavramının gerçekten ne anlama geldiğini sorgulamaya başladı.
Kimi bölgelerin sürekli dışlanması, K-Pop’un bazı ülke ve bölgelere diğerlerinden daha fazla öncelik verdiği yönünde eleştirilere neden oldu.
Havaların ısınmasıyla birlikte, ATEEZ, ENHYPEN ve daha birçok grubun “küresel turne” duyuruları ardı ardına geliyor. Ancak birçok uluslararası hayran, bu sözde “World/Global Tour”ların bazı bölgeleri sürekli dışladığını belirterek hayal kırıklığını dile getiriyor.
Genellikle idoller, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi alışıldık pazarlarda konser vermeyi tercih ediyor. Bu öngörülebilir rota nedeniyle, bazı hayranlar bu tür etkinliklerin “küresel turne” olarak adlandırılmasının doğru olup olmadığını sorguluyor ve bunun yerine “ABD Turu” ya da “Japonya Turu” denmesi gerektiğini öne sürüyor.
Bu coğrafi sınırlamalar, uluslararası hayranlar için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Sevdiği sanatçıyı canlı izlemek isteyen hayranlar, konserin düzenlendiği ülkeye gitmek için gereken yüksek maliyeti karşılayamayabiliyor. Oysa bu küresel hayranların tutkusu ve desteği olmasaydı, birçok idol bugünkü uluslararası başarıya ulaşamayabilirdi.
Durumu daha da karmaşık hale getiren bir diğer konu ise, son dönemde artan vize sorunları ve yerel aksaklıklar nedeniyle iptal edilen konserler.
Örneğin:
KARD, ‘New Era’ Kuzey Amerika turnesini vize sorunları nedeniyle iptal etti.
Girls’ Generation üyesi Taeyeon’un Japonya’daki solo konseri aniden iptal edildi.
BTS üyesi j-hope’un Amerika’daki televizyon programına çıkışı son anda iptal edildi.
Rookie grup Xikers, Asya turnesini benzer vize problemleri nedeniyle iptal etmek zorunda kaldı.
Bu tür iptaller yalnızca hayranları hayal kırıklığına uğratmakla kalmıyor, aynı zamanda sanatçıların planlarını ve yükselişini de sekteye uğratıyor.
Peki şimdi asıl mesele şu:
Bu durum, K-Pop turnelerinde daha sık yaşanacak bir kısıtlama ve iptal dalgasının başlangıcı mı?
Eğer öyleyse, bu gelişmeler K-Pop’un küresel pazardaki konumunu nasıl etkiler?
Hayran deneyimi, idol’lerin uluslararası büyümesi, hatta sektörün sürdürülebilirliği bu durumdan nasıl etkilenir?
Bu sorulara yanıt bulmak, hem sektörün hem de hayranların ortak sorumluluğu.
K-Pop’un gerçekten “herkese ulaşan” bir küresel fenomen olarak kalabilmesi için bu zorlukların birlikte aşılması gerekiyor.