Hallyu yıldızı Song Hye Kyo, tvN’in eğlence programı Yoo Quiz on the Block‘a katılarak geçmişten nasıl değiştiğini, hakkındaki dedikodulara nasıl yaklaştığını ve daha fazlasını derinlemesine anlattı.
Bu, 23 yıl sonra katıldığı ilk eğlence programıydı. Yoo Jae Suk, programa katılmadan önce heyecanlı olup olmadığını sordu. Song Hye Kyo, “Çok heyecanlıydım. Eğer daha fazla eğlence programına katılsaydım, belki sorun olmazdı ama bu kadar uzun bir süre sonra, eğlenceli olup olmayacağını ve iyi konuşup konuşamayacağımı düşündüm. Katılmaya karar verdim, o yüzden eğlenceli yapmak istedim.” dedi.
Song Hye Kyo, Dark Nuns için nasıl hazırlandığını anlatıyor
Song Hye Kyo, yaklaşan korku filmi Dark Nuns için nasıl hazırlandığından da bahsetti ve “Oyunculuk her zaman zor olmuştur. Her zaman. Bu kez [Dark Nuns için] daha önce denemediğim bir türü üstlendim, bu yüzden çekimler başlamadan önce, ‘Dua metinlerini mükemmel bir şekilde ezbere okuyarak duyguları aktarabilecek miyim?’ diye çok endişelendim. En küçük bir hata, duyguları tamamen bozardı. Bu yüzden sürekli çalıştım, uyanınca, bulaşıkları yıkarken metinleri ezberleyip, onlara bir tıkla çıkartacak hale gelene kadar tekrar ettim.” dedi.
Song Hye Kyo, oyunculuk kariyerinde yaşadığı duraklama döneminden açıldı
Dürüstçe, “İlk başarılı projem melodramdı, bu yüzden hep benzer rolleri aldım. Bir noktada kendi oyunculuğumu izledim ve sıkıcı buldum. ‘İzleyiciler bunun gerçekten çok sıkıcı olduğunu düşünüyor olmalı’ diye düşündüm. Ekspresyonlarımın çeşitliliği yoktu, ve oyunculuk için yeteneğim olmadığını düşündüm. Çok utandım, hatta bir süre ara vermeyi bile düşündüm,” diyerek yaşadığı duraklama döneminden bahsetti. Bu zorlukları adım adım aştığını paylaştı.
Ayrıca, “Şimdi 40’larımdayım, fiziksel olarak genç oyunculardan farklı olduğumu görebiliyorum. ‘Artık gerçekten iyi oyunculuk yapmam gerek. Artık görünüşe güvenebileceğim bir yaşta değilim’ diye düşündüm.” dedi.
Song Hye Kyo, nefret yorumlarından nasıl etkilenmediğini paylaşıyor
Song Hye Kyo, “Uzun süre çalıştıktan sonra [sektörde], çok dedikodu duydum. Bazen röportajlarda ya da tanımadığım insanlarla karşılaştığımda, bana o dedikoduları sorarlardı. O durumlarda, ‘Bunu ben de duydum. Dedikoduyu başlatan kişiye sormalısınız’ diye yanıt veriyorum.” dedi. “O kadar çok nefret yorumları aldım ki, açıkçası şimdi alıştım. Nefret yorumları beni rahatsız etmiyor, ama aileme yönelik olursa, kalbimi kırıyor. Çok genç yaşta çalışmaya başladım, büyük küçük dedikodular hep oldu. İşim gereği çoğunlukla kulağımın birinden girip diğerinden çıkıyordu. Ama bazen, ‘Bu biraz fazla oldu,’ diye hissettiğim zamanlar oldu.”
Song, “Kendimi hiç önceliklendirmedim. Hep ailem, sevgili arkadaşlarım ön plandaydı. Ben her zaman kendimden ikinciydim. Hep kendimi suçladım. İyi yaptığım şeyler de vardı, ama sadece yanlış yaptığım şeyleri fark ederdim ve bu bazen bir anda canımı sıkardı. İlişkilerde iyi yapmaya çalıştım ama hata yaptım, doğru düşünmeden yanlış davrandım. Atlatmam gerektiğini biliyordum ama ‘Bunu neden yaptım? Bunu yapmamalıydım,’ diye düşünüp durdum,” diyerek, zor zamanlarda yaşadığı duygusal süreçleri paylaştı.
Zor zamanları nasıl aştığına dair, yazar Noh Hee Kyung’ün önerilerini takip ettiğini belirtti: “O dönemde, yazar Noh Hee Kyung ile düzenli olarak iletişim halindeydim ve bana ‘Öncelikle kendini sevmesini bilmelisin, böylece çevrendeki insanlara daha fazla sevgi verebilirsin. Ve dünyayı daha iyi bir ışıkta görürsün,’ dedi. [Ama ‘Kendimi nasıl seveceğim?’ diye düşündüm. Bunu nasıl yapacağımı bile bilmiyordum.”]” dedi.
Song, “O, ‘Hadi bir sabah ve akşam rutini yapalım,’ önerisinde bulundu. Sabah rutini olarak, günün nasıl geçeceğini ve nasıl bir yaşam sürmek istediğimi yazardım. Akşamları ise, yatmadan önce o gün için minnettar olduğum on şeyi yazardım. Bunu her gün beş yıl boyunca yaptım. Geçen yıl bırakmıştım. İlk kez, minnettar olduğum 10 şey yazmam gerektiğinde, hiçbiri aklıma gelmedi. Yazar Noh’a ulaştım ve o, ‘Bugün hava güzel olduğu için şükretmek, yedin, aç kalmadın, köpeğin sağlıklı, güzel çiçekler görebildin… Bunlar şükredilecek şeyler değil mi?’ dedi. O zaman yazacak o kadar çok şeyim oldu. Büyük şeyleri düşünmeye alışmıştım, ama küçük şeylere değer vermeye başladığımda, minnettar olunacak o kadar çok şey vardı,” diye açıkladı.
Song Hye Kyo, “İstediğim projeler ya da çok istediğim şeyler hiç benim olmadı. Bu çok hayal kırıklığına uğrattı, ama bir noktada ‘Hadi hırs yapmayalım’ diye düşündüm. Akışa bırakmaya karar verdim. Eğer bir şey bana aitse, bana gelir; değilse, başkasına gider. Bu düşünceyle geçmişe dair hiçbir pişmanlığım yok — bir kadın, bir insan, bir oyuncu olarak. Güzel zamanlar, kötü zamanlar, acılı zamanlar vardı, ama bu hayat işte. O zamanlar belki gerçekten çok zordu, ama şimdi onları bana yol açan değerli dersler olarak görüyorum.” dedi.
Sonra, “O zamandan sonra, bir şey yapmadan önce kendime ‘Gerçekten bunu yapmak istiyor muyum? Gerçekten bunu yemek istiyor muyum?’ diye sormaya başladım. Kendimle bu şekilde iletişim kurarak, mutluluğum iki katına çıktı.” dedi.
Song Hye Kyo’nun annesinin ona verdiği akıl
Programda, Song Hye Kyo, kendisine cesur (erkeksi) bir tarzla tanımlanan zamanlardan bahsetti ve “Gençken daha çok cesur olduğumu duyardım. 20’lerimde ve 30’larımda kişiliğim öyleydi ki, liderliği üstlenirdim. Sıklıkla dikkatsizdim. Bu yüzden bana yakın olanlar bu şekilde söylerdi, ama şimdi biraz değiştim. Şimdi öne çıkmıyorum. Sadece duruyorum. Annem bana, ‘Eğer duruyorsan, en azından ikinci olabilirsin,’ derdi. Bir şeyden emin olmadığında yerinde kalmanı önerdi. Onun tavsiyesi doğru çıktı.” dedi.
Herkesin anlayışsız olduğu zamanlarda dürüstlüğünün yanlış anlaşılma yaratıp yaratmadığı sorulduğunda ise, “Yanlış anlamalardan daha fazla kavga ettim. İnsanlar neden bu kadar açık sözlü olduğumu sorarlardı. Eğer fazla ileri gittiğimi hissedersem, hemen özür dilerim. Ben INFJ’yim [introvert, sezgisel, duygusal, ve yargılayıcı], ama etrafımdaki insanlar daha çok bir T [düşünen] gibi göründüğümü söylerler,” dedi.
Song Hye Kyo, kendini nasıl koruduğunu paylaşıyor
“40’larıma girmemle birlikte, daha düzenli egzersiz yapıyorum, haftada 5 ila 6 kez çalışıyorum. Cildime de çok iyi bakıyorum ve düzenli olarak dermatologuma gidiyorum, asla takviyelerimi atlamıyorum. Bunlar zorunlu.” dedi.
Song Hye Kyo için gerçek mutluluk nedir?
Song Hye Kyo, “Sıkıcı olmak lüks bir şeydir,” diyen oyuncu Go Hyun Jung’ün sözlerini de onayladı. “Gençken, gittiğim her yerde konu olmayı ve adımın haberlerde geçmesini çok severdim. Ama şimdi, adımın haberlerde geçmediği için mutluyum. Sabah uyandığımda adımın geçmediğini gördüğümde, ‘Ah, adım yok. Harika,’ diye düşünüyorum. Huzurlu bir gün geçirmenin — biraz sıkıcı olsa bile — gerçek mutluluk olduğunu ancak o zaman fark ettim.” dedi.
